2 Mayıs 2012

yün

-yakıcam o hırkayı, bıktım! yakıcam kurtulcam, küllerini de göğe savurcam bi daha giyemeyeksin.
-ama ama o benim en sevdiğim..
-banane anlamam nisan geçti mayıs geldi, bahar falan, iki senedir üstünde, bilmem bi şey ifade ediyo mu!
-boşuna sorduğunu biliyosun dimi, bunun cevabı klasik; bahar gelmiş neyimedir.
-aman iyi yaşa üstünde onunla öl, kefen yap, ikinci derin derdi sümeya haklıymış.
-hayır ne istiyosunuz güzelim hırkadan hiç anlamıyorum ya, yakın tarihimin tümüne tanıklık etti bu bi kere müzeye koymak lazım ilerde senin gazabından kurtarabilirsek. zeynep delisi de bigün hani olur da bi evi olursa büstümü dikcekmiş baş köşeye, hırkayı da omuzlardan salıverir artık..
-bizans askerine benziyosun onunla hatırlatırım..
-bizim bilge esra kız bi keresinde demişti ki; 'bi kere işin içine girdin mi kolay maslahat değildir o, her gün sabah uyandığından o gün bitene kadar, incecik bir motif gibi işleyeceksin her dakikayı, ilmek ilmek öreceksin her günü, ister düüz ister ters, ister haroşa..sonra gün bittiğinde şükredeceksin, bugünü de ip bitmeden bitirdin diye. zordur, her yiğidin harcı değildir..' öyle yani hırka düşmanı, el örgüsü olmasa da ilmek ilmek örülmüşlüğe saygımız sonsuz.
-hayır hata bende kendi elimle ödedim parasını bi de aldım sana uydum. al çekti yine başına deli..
-kahve mi içsek?
-..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder