26 Haziran 2014

kuş korosu


belki de defterlere dönme zamanı çoktan gelmiştir. hep tek bir cümleyle geliyorum buraya sonrası malum. yazmaya sürükleyen şey ne bunu hiç bir zaman bilemedim. belki kelimeler birikiyor ve sığmıyor artık içeriye. yenileri için boşluk gerekiyor. kelimeler, kuşlara benziyor sahiden de. o halde bir kaç tanesini daha özgürlüğüne kavuşturabiliriz belki.
bir seher vaktindeyim şimdi, kuşlar çılgınlar gibi zikrediyor. kediler yine hurdalıkta tangır tungur bir şeyler arıyor. uzanamadığı ciğere murdar diyen bir hayvan neden bu kadar çok sevilir hiç bir zaman anlamayacağım. gün ışıdı çoktan, ama gözlerim fal bakılacak seviyede. bu kuşlar sanki bugün hediye. bir de orman kokusu olsa gözlerimin yer çekimine isyanı son bulabilir belki ama heyhât denilen noktadan bildiriyorum; geldim gördüm, tavsiye etmiyorum.
ne demiyorduk, tamam hatırladım, işte böyle yardım et kıpırtısız yaprak. gönlünüzü eskitmeyin, kapıları pencereleri, açın yani ferah tutun, havalansın. orada bir de göz olacak, kimisi onunla bizden daha net görüyormuş dünyayı.
ne diyorduk, defterler. kendine hiç bir yerde yer bulamayan kelimelerin mürekkeple, belki de bir kurşunla tanıştığı yer. simdi aynaya baktım, o da onayladı. aynadaki geçen gün yine bir yıl geriden baktı. 'geçen gün', ya geçmeseydi? öyle korkuyor ki insan bazen günler geçmeyecek diye.
kuş korosu sustu, artık martılar hüthütün solosuna vokal yapıyor. kumrularsa ağzıyla ses yapan arka vokal.