15 Aralık 2011

random-II

akşamları bol egzoslu gürültülü yarım saatlik kısa bir yürüyüş iyi geliyor. bütün gün saçmalıklarla boğuştuktan sonra kendini bu tekdüze yürüyüşe bırakıp, bol öğrencili ve turistli caddede bu gece yürüyüşü iyi geliyor. of çok kalabalık başımı döndürüyor ama iyi geliyor. iyi gelmeli.

ara sokaklara dalınca bazen kimsecikler olmuyor,hareket edebilen tek şey kalmak bir anlıkta olsa tuhaf şey. tam tadını çıkaracakken bu tatlı tuhaflığın, arabanın altından uyuz bir kedi pis pis sırıtıyor. alacağın olsun kara kedi, zaten sizin familyayı oldum olası sevemedim gitti. sana da ayrı bi sinir oldum bak şimdi, hepinizin suratında aynı cins bakış, kuyruk havada karın içeride bi afra tafra bi kibir..hıh.
dilimi ait olduğu yere, ağzımın iç kısmına tekrar yerleştirdiğimde kimsenin pencereden bakmıyor oluşuna emin olmak için başımı kaldırmaya hiç niyetim yok. sokakta boş zaten, yani umarım öyledir. canı sağolsun. kedinin değil tabiki. hıh.
baykuş milletinin o trip suratını tercih ederim, bi bildiği var da surat asık geziyorlar. hayır siz ne demeye o kuyruk havada, bi cins bi gıcık bakış.

çapraz masadaki arkadaşın ivedi hareketleri neden bilmiyorum ama sinirime dokunuyor. hele dolabın kapaklarını son sürat neden çarptığına dair ne kadar mesai harcasamda bir veriye ulaşamıyorum. odadaki uğultuya sanırım bateri ile eşlik ettiğini sanıyor. yok sinirli değil gayet neşeli, sinirli halini hiç hayal etmesek..

makedon kahvesi, seni çok seviyorum. akşamları iyi geliyorsun..

mevcut rutini bozmak için farklı yollardan gitmekten başka bir de ayak sesimin ritmini bozuyorum, iyi geliyor. iyi gelmeli. of ayaklarım çok ağrıyor. hiç bir ayakkabıyı sevmiyor. ayakkabılar da onlara çok bayılmıyor da azcık bayılsa ne iyi olurdu. biri büyük diğerinden azcık ama olsun ayda böyle şeylere kimse takılmıyor. yürümek beyin hücrelerime iyi geliyor. ahmaklığımı yüzüme vuruyor yürüyen yeşil adam tepeden tepeden bakıyor. geçeceksen geç be kızım diyor. sesi sitemle karışık şefkatli. afedersiniz şalımı düzltiyordum da o da yeşil ya seçemedim bi an desemde, yemedim ama hadi öyle olsun bakalım der gibi gülümseyip mekanı kırmızı amcaya devrediyor. ayrıca ahmak değilim ben tamam mıığ, aptalım sadece hıh, diye çatık kaşımla basmış giderken caddenin orta yerinde put gibi duran kırmızı amcayla yüz yüze geliyorum. kaşlarım çatık gözlerim çatapat bi halde içimden küfüre benzer bişeyler geçiriyorum. iyi geliyor. sonra bi türkü tutturuyorum, tam caddenin ortasında; 'aaraaadayıım çaalı gibiiğ buu duyduğum en üzücü şeey, araada olmaağk aradaağ olmaak.'
kırmızılı put amcanın fesupanallahlarıyla yerini yeşil amcaya devredişine türküme devam ederek eşlik ediyorum; 'yeeşil olmak bile dahaağ iyiiğ..'

deli gibi çalışıyorum, gibisi fazla, bütün işlere gününden önce kafayı yedirtiyorum. benim kafayı da arada kaynatıyorum, iyi geliyor. yine de bitmiyor, bu neymiş diyorum, neymiş. evet bütün dünyanın işini aya fırlatılan ilk araçla göndereceğim size diyorum. ocak baskısına yetişir evet merak etmeyin kapağı kaldı bi. rica ederim, sağolun(olmasanız da olur), size dee..çat!

güzel bir şarkı ısmarlıyor kibritçi çocuk, iyi geliyor, gelmeli..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder